Gazete Güney

DARBE GECESİ TANKLARA YAKIT İKMALİ YAPILDI


Hatay’da, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, sözde “Hatay sıkıyönetim komutanı” olarak belirlenen dönemin 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat ve eski emniyet mensuplarının da aralarında olduğu 37’si tutuklu, 5’i tutuksuz, 2’si firari 44 sanığın yargılanmasına devam edildi. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, söz konusu tarihte 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, 121. Serinyol Er Eğitim Alayı ve Garnizon Komutanlığında görevli askerler, görevden ihraç edilen polisler ile bir muhtar ve kardeşinin de aralarında bulunduğu tutuklu, tutuksuz sanıklar ile avukatları ve tanıklar katıldı.
Mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılan gizli tanık “Millet”, darbe girişiminin yaşandığı gece Ahmet Tor Kışlası’ndaki Tank Tabur Komutanlığında bulunan tanklara ve zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) araçlara yakıt ikmali yapıldığını anlattı.

‘İSKENDERUN’DA 3 KATLI DEMİR PARMAKLIKLI EV ARANMIŞ’
Normalde tüm araçların yakıtlarının aynı anda bitmesinin mümkün olmadığını belirten tanık, o gece tüm araçlara karargahtaki benzinlikten yakıt ikmali yapıldığını yineledi.
Darbe girişiminden 3 gün önce biri Ahmet Tor Kışlası’nda, diğeri ise nerede olduğunu hatırlamadığı başka bir yerde iki toplantı yapıldığını aktaran “Millet”, şöyle devam etti: 
“Ahmet Tor Kışlası’ndaki toplantıda, askerlerden odadan çıkmamaları emri verildi. Toplantıya Hasan Polat, tugay komutanı ve tabur komutanları katıldı. Aynı zamanda, darbeden bir süre önce Ahmet Tor Kışlası’ndaki toplantı salonu ikiye bölündü. Tahminime göre, darbe sonrası tutuklanacakları koyacaklardı. Demir parmaklıkları olan bir yer yaptılar. Ayrıca Tugay Komutanı Hasan Polat’ın emriyle İskenderun’da 3 katlı demir parmaklıklı bir ev aradıklarını duydum.”

‘SONUN GELMESİ LAZIM’
Bir başka tanık Ü.A. ise 15 Temmuz 2016 gecesi nöbetçi amir olduğu karargaha geldiği bilgisini verdi. Karargahta tutuklu sanık Dağistan Tunçbilek ile karşılaştıklarını ve beraber televizyondan haberleri izlediklerini ifade eden Ü.A, “Dağistan Tunçbilek hatırladığım kadarıyla darbe aleyhine konuşanların, ertesi gün lehine konuşacağını söyledi. ‘Darbe başladı, durdurulamaz, sonunun gelmesi lazım’ şeklinde sözler söyledi ancak ‘darbe’ kelimesini kullanıp kullanmadığını tam hatırlamıyorum.” dedi.

‘POLİS GELİNCE VURUN’ EMRİ
Bir başka tanık E.Y. de o gece Serinyol 121. Jandarma Er Eğitim Alayı’ndaki gazinoda nöbetçi olduğunu belirtti. Darbe girişimini, saat 21.00 sularında televizyondan öğrendiğini dile getiren E.Y, şu ifadeleri kullandı: “O saatte gazinoda kimse kalmamıştı. Darbe gecesi saat 22.30 sıralarında askeri gazinonun müdürü olan sanık Kadir Ayhan, sivil ve tek olarak gazinoya geldi, ‘Askerleri kaldır. Silah ver, mevzilerine gönder’ dedi. Daha sonra askerlere, ‘Polis gelince vurun’ şeklinde emir verdi. Daha sonra alaya gideceğini söyleyip ayrıldı.”
Başka bir davada tutuklu sanık olarak bulunan Mehmet Partigöç, Sincan Cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldığı duruşmada tanık olarak dinlenildi. Partigöç, davanın firari sanığı olan eski polis memuru Ersan Özkan’ı tanımadığını ve 15 Temmuz gecesi telefonla görüşmediğini öne sürdü. Mahkeme başkanının Hatay’a gönderilen sözde “sıkıyönetim direktifi”nde isminin bulunduğunu hatırlatması üzerine Partigöç, “Altında ismim var ancak ben direktifi hiç görmedim. Evrakta ıslak imzam söz konusu olmadığı gibi elektronik imzam da bulunmuyor.” savunmasını yaptı. Tanık olarak dinlenilen R.T. ise 15 Temmuz günü devir teslim töreninde görevli olduğunu söyledi. Darbe girişimi öncesi bununla ilgili bir hareketlilik görmediğini belirten R.T, “15 Temmuz’dan sonra, birlikte görev yaptığımız komutanlarımızın hain olduğunu öğrendiğimizde büyük travma yaşadık; hem biz hem de askerlerimiz. O komutanlarla aynı üniformayı giydiğim için utanıyorum. Onlara hakkımı helal etmiyorum” diye konuştu.
Mahkeme tarafından sanıkların savunmalarının alınmasına dündevam edildi.
HABER MERKEZİ

Exit mobile version