15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde Hatay’da bir anma etkinliği düzenlenecek.
Hainlere, teröre, şer odaklarına karşı ‘tek yumruk’ olmak, milli duruşumuzun, vatan sevgisinin bir gereğidir!
Elbette, Hatay’ımıza yakışır bir mesaj vereceğiz!
Bizi bölmek isteyen tüm güçlere karşı Türkiye’nin bir bütün olduğunu göstereceğiz!
Biliyoruz ki, ABD başta olmak üzere, birçok Avrupa ülkesi, açıkça Türkiye’ye karşı tavır almış durumda! Bana göre, bu resmen düşmanlık!
Hollanda, bakanlık düzeyindeki ziyaretlerimizi bile hazmedemiyor.
Bir yandan terör, diğer yandan, Türkiye’yi bölmek isteyen bir karanlık zihniyet var karşımızda..
Avrupa Parlamentosu’nun, Türkiye’nin AB üyeliğini askıya alması artık umurumuzda bile değil.
Benim umurumda olan, Türkiye’de demokrasinin ve hukukun üstünlüğüdür!
Çağdaş bir eğitim seviyesidir..
Öncelikli kalkınmadır..
Ekonominin yükselişe geçmesidir..
İşsizliğin önlenmesidir..
Ve en başında huzur ve güvenliğimizdir.
Bunun için birlikte olmalıyız, daha çok üretmeli ve daha çok çalışmalıyız..
Türkiye’de bir yandan ‘adalet’ yürüyüşü, diğer yandan bu yürüyüşe tepki gösteren kesimler var.. İki taraf da birbirini ‘yüzde 50’ ile kıyaslıyor..
Bu durumun bize ne faydası var?
Neden bir arada yüzde 100 olamıyoruz..
İktidara ve muhalefete bakıyoruz..
Kimin yanlışı yok ki?
Dört dörtlük bir siyasi anlayış mümkün müdür?
Etrafımızda bir ateş, tehlike çemberi varsa, neden ‘ortak akıl’ ile hareket edemiyoruz?
Neden birlikte kararlar alamıyoruz?
Türkiye’nin kutuplaşmasının kime faydası olabilir?
Neden hatalarımızdan vazgeçmiyoruz?
İktidar muhalefeti.. Muhalefeti de iktidarı dinlemek zorunda..
Dikine gitmenin Türkiye’ye faydası yok, olamaz da..
Bu memlekette hainleri bertaraf etmenin tek yolu Çanakkale ruhunun sürekliliğidir!
Sadece 15 Temmuz hain girişimini değil, geçmişte Türkiye’mizi bölmek, parçalamak isteyen hainlere karşı milli bir duruş sergilediğimiz hiçbir tarihi mücadelemizi, zaferlerimizi unutmayacağız!
Japonya nasıl Hiroşima’ya atılan Atom bombasının ülkeye verdiği zararı her yıl çocuklara hatırlatıyorsa, bize de düşen görev, ‘Güçlü bir Türkiye’ hedefiyle acılarımızda ve sevinçlerimizde bir arada olmaktır. Dünümüzü hatırlamaktır!
Sadece 15 Temmuz’u değil;
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’ni..
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı..
5 Temmuz’da İskenderun’un düşman işgalinden kurtuluşunu..
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı..
23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı da unutmayacağız!
Çocuklarımız dünü unutursa, gelecekte 15 Temmuz hain darbe girişimini de unutur..
Türkiye vatan savunmasında her dönem şehit veriyor..
Her dönem analarımız ağlıyor, yüreğimiz dağlanıyor..
Bu acı dinmeli..
Bir olduğumuz sürece, gücümüze güç katarız..
Tek yumruk oluruz!
Ama bunun için birbirimize güven duyacağız, samimi olacağız!
Türkiye’yi birlikte yöneteceğiz!
Var mıyız?
YOL HARCAMALARINA KATILIM PAYI NE DEMEK?
Arsuz eski Belde Belediyesi döneminde alınan meclis ve encümen kararları doğrultusunda halka gönderilen yol harcamalarına katılım payı ödeme tebligatları can sıkıyor..
Ta 2013 yılında alınan bir karar yüzünden, şimdi Sayıştay raporu doğrultusunda takip ve tahsili isteniyor. Belde Belediyesi döneminde eski belediye başkanı Fuat Süme’yi uyarmıştık.. “Yaptığınız bir işin bedelini halka yükleyemezsiniz” demiştik!
Zaten, her ay ödediğimiz faturalarda yeterince ‘katılım payı’ ödemiyor muyuz?
Attığımız her adımın neredeyse maliyeti var!
Yediğimizin, içtiğimizin..
Tükettiğimiz suyun, elektriğin bile maliyeti cepleri yakmıyor mu?
Bunlar belimizi bükerken, üzerine bir de ‘yol harcamalarına katılma payı’ eklemek ne kadar doğru, ne kadar vicdani bir davranış şeklidir?
Sırf 2013 yılında alınan karar yüzünden, bugün 604 mükellefe bir maliyet tahakkuk ettiriliyor.
Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha’nın anlattıklarına bakılırsa, geçmişte 52 bin 192 lira tutarındaki yol harcamalarına katılım payının 44 bin 856 lirası tahsil edilmiş zaten.
Başkan Culha döneminde ise gönderilen 504 adet bildirimlerdeki yol harcamalarına katılım payı tutarı 361 bin 201 liradır. Bu tutardan ise 17 bin 687 lirası tahsil edildi.
Vatandaş haklı olarak bu duruma tepki gösteriyor.
Ama ortada Sayıştaş raporu var. Başkan Culha’nın da bu kararı bozma yetkisi yok!
En başından belirtmeliyim ki;
Geçmişte yapılan bir işlemden ötürü Nazım Başkan’ın bir kabahati yok..
Nazım Başkan göreve geldiği günden beri, yapmadığı işlerle ilgili hesap veriyor zaten.. Yapmadığı işlerin borcunu ödüyor.
Yapmadığı işlerin sorumluluklarıyla uğraşıyor.
Süreklilik arz eden 8 belediye ve köylerden gelen borçları halen ödüyor.
Buna rağmen, hizmet yapıyor, gücü oranında da yapmaya devam ediyor.
Gerçek şu ki;
Nazım Başkan, milyonlarca liralık yatırımı hayata geçirmesine rağmen, bu süreçte hizmet karşılığı olarak hiç kimseden bir kuruş bile talep etmedi.
Bunu zaten Arsuz halkı biliyor..
Ama bizim bilmediğimiz bir iddia var ki, onu da vatandaşlar gündeme taşıdı.
Şöyle ki;
Bazı vatandaşlar, daha önce katılım payı ödediklerine dair ellerinde makbuzlar olduğunu ileri sürerek, Arsuz eski Belde Belediyesi döneminde yapılan ödeme makbuzlarını Başkan Culha’ya sundu. Makbuzların yol katılım payı ödemesi yerine belediyeye ‘bağış’ şeklinde tahsil edildiğini ifade eden Mali Hizmetler Müdürlüğü yetkilileri de bu makbuzların geçersiz olduğunu aktardı. Nasıl oluyor bu?
Bu iddia doğruysa, bunca para nereye gitti?