156 YILLIK ACI

İskenderun Çerkes Derneği – Adige Khase Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şaban Oğur, Çerkes sürgün ve soykırımının 156. Yıl dönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.

Oğur, Rus Çarlığı’nın 1763-1864 yılları arasında Çerkesya’yı istila hamlelerinde bulunduğunu, Hindistan üzerinden sıcak denizlere açılabilmek amacıyla gerçekleştirilen bu zulüm ve çatışmalar neticesinde yüz binlerce Çerkes’in hayatını kaybettiğini ifade ederek, “Tüm dünyanın Çerkes olarak tanıyıp bildiği bizler, kendimizi anadilimizde Adige olarak tanımlarız. Binlerce yıldır yine tüm dünyanın Kafkasya olarak bildiği, ancak kendi özelinde Çerkesya denilen coğrafyada bir kültür olarak ortaya çıkmış olan, otokton halkın çocuklarıyız” dedi.

Oğur, “Bu binlerce yıllık süreçte kendimize özel bir dil, Nart adını verdiğimiz mitolojik destanları ve Khabze dediğimiz yazısız toplumsal ana yaşamımızla dünyada hapishanesi olmayan özgür ve bağımsız bir toplum olarak Çerkesya coğrafyasında binlerce yıl yaşadık. Anavatanımızda bu tarihsel süreç içerisinde sayısızca saldırı ve istilalara uğradıysak da her seferinde bu saldırıları bertaraf ederek özgür ve bağımsız kalmayı başarmıştık aslında. 16. Yüzyılda Moskova’dan ortaya çıkıp güçlenmeye başlayan Rus Çarlığı zaman içerisinde gelişerek bir imparatorluğa dönüştü. Güçlendikçe yayılmacı (Emperyalist) düşünceleri de gelişti ve sonuç olarak Hindistan pazarını ele geçirmek, sıcak denizlere inmek hedefiyle Güneyde, yolunun üzerindeki Kafkasya ve Çerkesya coğrafyasına saldırmaya başladı. 1552-1763 yılları arasında zaman zaman ufak tefek çatışmalarla süren Çerkes-Rus savaşı, 1763-1864 yılları arasında Çerkesya’yı istila hareketine dönüştü.

Rusya için Çerkesya, Hindistan ile sıcak denizlere gidebilmenin tek yoluydu. Ele geçirilmesi gerekiyordu. Bunun içinde Çerkesya topraklarına ihtiyacı olan Rus Çarlığının, tek İhtiyacının olmadığı şey Çerkes halkıydı. Fakat biz Çerkesler, binlerce yıllık vatanımızı kimseye vermeye, özgürlük ve bağımsızlığımızdan vazgeçmeye niyetli değildik. Hiç bir yerden destek alamayan biz Çerkesler bu güce karşı101 yıl devam eden ölüm-kalım savaşı ve yurt savunmamızın neticesinde, yüz binlerce insanımızı kaybettik.

Bu dengesiz mücadele biz Çerkes halkı için kaçınılmaz sonla, yenilgiyle tamamlandı. Biz Çerkesler, Rus Çarlığı tarafından yürütülen yok etme politikası sonucunda, halkımıza reva görülen soykırım ve sürgünün simgeleştiği 21 Mayıs 1864 tarihinde son direncinde gücünü kaybetmesiyle anavatanımızdan koparılarak o zamanki Osmanlı coğrafyasına yerleştirildik. 2 Milyona yakın Çerkes’in vatan topraklarından sürgünü, insanlık tarihinin en büyük felaket ve trajedisidir. Biz Çerkesler sürgün yollarında da çeşitli nedenlerle yarım milyon soydaşımızı kaybettik.

Açlık, susuzluk, hastalık ve Karadeniz’de boğularak yarım milyon insanımız yok oldu. Bizler günümüzde % 90’ı en fazla Türkiye olmak üzere, dünyanın 50’ye yakın ülkesinde, % 10’umuz ise Çerkesya coğrafyasında bir birinden kopuk bir şekilde yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Başkan Oğur, 21 Mayıs tarihini, Çerkeslerin bir halk ve bir kültür olarak yok oluşa gönderildiği gün olarak tanımlayarak, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Bu yüzden halkımız 21 Mayıs gününü Soykırım ve yas günü olarak kabul ediyor ve bu günde tüm bu acılarımızı yaşayan ecdadımızı hatırlıyor çeşitli programlarla anmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Elbette bu anma programlarında yurt edindiğimiz ve kurucu unsuru olduğumuz Türkiye’de, acılarımızın paylaşılması, başta Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Devlet adamlarının, Siyasi Liderlerin, Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının ve tüm vatandaşların desteğini görmek bizlere güç vermekte, kardeşlik bağlarımızı güçlendirmektedir. Bu nedenledir ki, Çerkeslerin yemek dualarında her zaman tüm uluslar olmuştur. Allah, tüm ulusları özgür ve mutlu kılsın. Fakat, Çerkesleri de unutmasın. Acılarımızı paylaşan tüm kesimlere Çerkes halkı adına çok teşekkür ederim.”
HABER MERKEZİ