ŞİMDİ Mİ GÖRDÜNÜZ?


Feyezan Kanalı’ndaki toprak dolgu nedeniyle Meydan mahallesine ilk yağmurda sel bastı.
Oysa aylardır konuştuk, tartıştık.
Yapmayın, etmeyin dedik..
Felaket olur diye haykırdık.
Ne zaman ki, Meydan mahallesinde birçok ev hasar gördü, şimdi özellikle AK Partili meclis üyeleri tek bir ağızdan, “Sorumlu kim ise istifa etsin” diyorlar..
Bir durun ağalar!
Yok öyle kolaya kaçmak..
Peki ilk günden biz bu ciddi konuyu tartışmaya açtığımızda neredeydiniz?
Hangi gün, “Bu toprak dolgu alanı derhal düzelsin” dediniz.
Onu da geçelim;
MHP Meclis üyeleri aylardır, birçok meclis oturumunda “Toprak dolgu çözüm değil. Oraya köprü yapın” dediğinde, Belediye Başkanı Seyfi Dingil yanıt olarak, “Hemen ilgileniyoruz. Oraya geçici olarak köprü monte edeceğiz” demedi mi?
Her seferinde “Olay bende! Endişe etmeyin, gereği yapılacak” diyen kim ise, bir zahmet ona seslenin..
Demek ki yaraya merhem olacak ilaca kafa yoramamış!
Yanisi şu;
Sözü kim verdiyse, her kim ‘Ben hallederim’ dediyse, muhatap alınacak olan da odur..
Ama görüyorum ki, AK Partili meclis üyeleri o toplantıda Seyfi Başkan dışında günah keçisi arıyor. Ne kadar inandırıcı olabilirler ki?
O meclis üyeleri, Seyfi Başkan’ın yanında bir açılıştan, öteki etkinliğe koştururken.. Nedense Feyezan kanalındaki dolgu alanı ve diğer köprülerle ilgili kamu zararını hiç görmek istemediler, tek kelime etmediler!
Bugün ise, ‘Ortada bir yanlış var, gereği yapılsın’ havasındalar..
Günaydın arkadaşlar, Feyezan’da sabah oldu!
Bir meclis üyesinin görevi açılışlarda görünmek değil..
Etkinliklerde protokolde oturmak hiç değil..
Meclis üyesi dediğin, memleketin neresinde ne tür sorunlar var, vatandaşların talepleri nelerdir, şikayetleri yerinde dinlemek ve çözüm üretmektir.
Özellikle bu görev iktidar partisinin meclis üyesine düşer..
İçinizden bazıları başkana şirin görüneyim diye, etrafında pervane olmayı marifet sayıyorsa, düştüğümüz durumun kabahatini de kabullenmelisiniz.
Bu eserde sizin de sorumluluğunuz var.
Yüksek sesle konuşup uyarmayı bilmiyorsanız, itiraz edemiyorsanız, çözüm üretemiyorsanız..
Dahası, başkana baskı kuramıyorsanız..
Bu apaçık metal yorgunluğudur!
İstifa gerekmiyor mu?

BÖYLE DE OLMAZ Kİ..
İskenderun’un tarihi yapılarından biri olan eski PTT-Adliye binası restore ediliyor.
İddialara göre;
Üzerinde bulunan özel seramikler kazınıyor, mozaik plakalar sökülüyor..
Bildiğimiz kadarıyla, burası Anıtlar Kurulu’nca tescilli..
Eğer bu iddia doğruysa, o güzelim tarihi binanın doğasına kastetmekle elinize ne geçecek?
Ne diye orijinalliğini yok ediyoruz ki?
Bu işin mazereti olamaz. Derhal müdahale gerektirir!
Yok eğer restorasyon çalışmaları aslına uygun yürüyorsa, lütfen bir açıklama yapın ki, görüp de yüreği sızlayanlar bir daha endişe etmesin!
Her halükarda açıklama farz oldu!