YARIN NE OLACAK?


Hollanda küstahlık yaptı.. En ağır bir yaptırımla gereğini yapın!
Öyle 4 maddelik hafif geçiştirmeyle olmaz!
Bir de 16 Nisan ‘referandum’ sonrasını beklemek de neyin nesi?
Esiyorsanız, yağacaksınız!
Alman askerini, İncirlik’ten kovacaksın!
Alman uçakları, Suriye üzerinden uçup IŞİD bölgesinin fotoğraflarını çekiyorlar. Sonra PKK bölgesine geçiyorlar, PKK’nın fotoğraflarını çekiyorlar ve Türkiye’ye geliyorlar. IŞİD ile ilgili fotoğrafları istihbarata veriyorlar, PKK’yı vermiyorlar.
Neden?
Bunu bilip de müdahele etmiyorsak, hangi tepkimiz karşılık bulur?
Sonu İsrail gibi olacaksa, neyimize..
Vekil’in biri çıkıyor, “Hollanda krizi, bize 2 puan kazandırdı” diyorsa, Hollanda sokaklarında dayak yiyen Türk kardeşlerimizin günahı nedir?
Herşey oy için mi?
Daha, Hollanda’daki büyükelçimizi çağırmadık, iyi mi?
Peki bu duruma ne diyeceğiz?
Hollanda’ya kızıyoruz. İstanbul başta olmak üzere, birçok ilin büyükşehir belediyeleri ‘lale’ çiçeğinin soğanını Hollanda’dan getirttiyor.
Almanya’ya kızıyoruz.. ÖSYM, geçtiğimiz haftasonu gerçekleşen YGS’de üniversite adaylarına dağıtılmak üzere Almanya’dan kalemtraş ve silgi aldı..
Oysa AB ile kavgamız yeni değil ki?
Hem kızıp, hem o ülkelerden ürün ithal etmek, ‘samimiyete’ sığmaz!
Tepkim öncelikle buna!
Bizim mücadelemiz, tepkimiz aslında kendimizle olmalı..
Almanya’nın, Hollanda’nın başardığı ne varsa, onu üreteceğiz!
Öyle başka ülkelerin mallarını boykot etmekle olmuyor.
İsrail ile kavgamızı hatırlayın, hangi boykotun bir karşılığı oldu.
Bugün aracıma benzin almak için evden çıktığımda, Hollanda markası olan Shell petrol istasyonunun önü araç doluydu!
Siz bu olaydan sonra, insanlarımızın; Elidor, Lipton, Knorr, Signal, Becel, Yumoş, C&A, OMO gibi ürünleri kullanmaktan vazgeçeceğine inanıyor musunuz?
Tercihi neden vatandaşa bırakıyorsunuz?
Rusya ile aramız bozulduğunda ne oldu?
Putin, Türkiye’nin ihraç ettiği tüm ürünleri bıçak gibi kesti.
Hükümet aynısını yapmıyorsa, boykotun ne anlamı var?
Lale soğanı dediğiniz nedir ki? Üretemiyor muyuz?
Bir kalemtraş, bir silgi üretecek gücümüz yok mu?
Her yazımda söylüyorum..
Üretmedikçe, birçok üründe dışa bağımlı olmaktan kurtulmadıkça, bu fırtınanın şiddeti, ilk yağmurda diner..
Bize düşen görev;
Ortalığı velveleye vermek yerine, sağduyulu bir şekilde ‘gücümüzü el ele verip’ üretmeye odaklanmaktır.
Endüstri 4.0’a yönelmektir. Üretene, farklı şeyler ortaya koyana, bilime hizmet eden insanlara sahip çıkmaktır! Türk’ün Türk’ten başka dostu yok!
Hollanda’ya; Almanya, İsveç, Danimarka, Avusturya ve birçok AB ülkesi destek verdi. Nasıl da birbirlerini tutuyorlar!
Bir de İslam ülkelerine bakın.. Hangi ülkeden, “Türkiye’nin yanıdayız” mesajı geldi? Hangisi, “AB’ye yakıştıramadık. Yazıklar olsun” diyebildi?
Ben işitmedim!
***
İskenderun’a dönelim;
Nisan ayına giriyoruz, halen İskenderun’da sivrisinekle mücadelede bir adım atılmadı. Kaldı ki, sivrisinek ilacı da ithal!
Yakında, ortalık sivrisinekten geçilmeyecek, haberiniz olsun!
Büyükşehir Belediyesi topu İskenderun Belediyesi’ne.. Onlarda, aynı sorunu HBB’ye attığı bir dönemde, hangi farkılılıklardan söz etmemiz mümkün?